Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde memleketler içinde bir memleket var imiş.
Böyle başlayan, bütün masallar gibi iyi insanlar varmış, kötü insanlar; öfke, kin, nefret bir yanda, öte yanda umut, öte yanda tevekkül, öte yanda vakar.
Öfkeyi, kini, nefreti heybesine doldurana kötü derlermiş.
Heybesinde cehennem ateşi taşıyan şu kötüler, ah şu kötüler, annelerinin, babalarının, dedelerinin, ninelerinin dilinden dökülen güzelliklere kör, tatlı dile küskün, aza kanaatten uzak kötüler.
Hal böyle olunca, kimini malına göz dikmiş bu büyümüş de küçülmüş eşkıyalar, kiminin ırzına. Kimini tuttuğu yerde vurmuşlar, kimini takip ederek, sinsice, uzaktan.
İnsanoğlu kuş misali, kaçtı kaçtı bu kargaşadan; yoksa gözyaşı, yoksa kahır, yoksa çile onun peşine hiç bırakmaz.
Eskiler, aramaz iz sürermiş.
Bu kötülerin ellerinden, avuçlarından kaçan kuşlar olarak göç etmişler onlar da, sevdicekleri canım memleketlerinden.
Göç-müş-ler, göçeyazmışlar, göç olmuşlar.
Adem babanın yeryüzüne inişi gibi sert, biraz dertli, biraz çileli olmuş bu ikinci hayatları onlar için de.
Sağa bakmışlar, sola bakmışlar; yurt bilmez, dil bilmez; bir insan düşünün işte, ev yok, bark yok, çoluk çocuk aç, bilaç.
Eskiler aramaz iz sürermiş.
Koklaya koklaya, adım adım, usulca, yavaştan.
Gökten gelen kuşlar olarak şu göçerlerin haberini alan, Hakk’ın iyilik tohumlarını yüreklerine ektiği göçmen-kuşları-seven-göçmen-yürekli-iyi-insanlar da yollarda, dağ-tepe-bayır aşarak, nehirler geçip göllere dalarak emanetlerini ararlarmış.
İşte dünya, işte iyilik, işte güzellik. Biraz ilerde, neredeyse solmaya yüz tutmuş göçmen kuşları bulduklarında hiçbir şey yapmadan sarılmışlar, uzun uzun, koklaya koklaya, koklana koklana, inceden inci taneleri döke döke, döne döne.
Biraz soluklandıktan sonra, biraz geçince zaman demişler, “Bize sizin haberiniz geldi, yola çıktık sizi bulmaya, bulup derman olmaya.”
“Şükür bizi sizle kavuşturana” demişler, “hoş geldiniz, safalar getirdiniz a güzel göçmen kuşlar.”
Bu, gönlü kırık, kanadı yok, göçer kuşların hikâyesi.
Bu, Epic bir hikâye işte, EpicMigarations’un hikâyesi.
…
Bir varmış, bir yokmuş…
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde…
Yazgısına direnmeyen, direnmeden kaderine koşan, göçmen kuşlar içinde.